Hiç dinmeyen bir neş'e, hiç bitmeyen bir zevk, hiç eksilmeyen bir aşkla, tütüp giden bir ay varsa o da Ramazandır.
Bir sene içinde geçen bütün nazlı mevsimlerin, ayların özünü, ruhunu, gerçek manâsını ve onlardan süzülmüş, toplanmış usareleri en tatlı bir şive ile sunan mübarek Ramazan günleri, Ramazan geceleri; her lahza, gönülleri ayrı bir haz ve ayrı bir tatlılıkla sarar, şefkatle onları kucaklar, muhabbetle okşar ve yaşama zevkiyle coşturur. Tabiki bu bunu yaşayabilene…
Ramazan, dünyanın her yanında, husûsiyle Müslüman ülkelerde ve Müslümanlar arasında ve hele bizim dünyamızda bütün alâkalara merkez, bütün ruhânî zevklere meydan, bütün heyecanlara sahne, bütün terakkîlere nurdan bir helezon ve bütün insânî hususiyetlerin inkişâfına açık bir fırsat, bir ganimet alanı oluşturur. Manevi anlamda karşılayabilene…
Geceleri ayrı bir duygu, gündüzleri ayrı bir aydınlıkla tulû' eden Ramazan’ı Şerif gönüllere ayrı bir ruh çalar geçer ve toplumun birbirinden kopmuş parçalarını bir araya getirir, bütünleştirir, bütün inzivâzedelere cemaat yolunu açar ve onların gurbetlerini izâle eder.. herkese değişik buudda bir his ve fikir ziyafeti verir ve herkesi bir kere daha hayata uyarır.
Bu muhterem Ayın verdiği maneviyat, maneviyattan oluşan haz, dünya zevklerinden nefsi uzak tutmanın huzuru hiçbir zevkte olmayacak kadar lezzetli olduğu katidir.
Teravih namazının başlaması ile bu akşam yaşanacak ve 1 ay devam edecek bu mutluluk inşallah bayram ile yolcu edilecek. İslam dinine inanmış ve yaşamaya gayret gösteren herkesin bugün itibariyle nefsen düşünüp, bu güzel ayın feyzinden nasıl faydalanabiliriz diyeceği 11 ayın sultanı mübarek Ramazan’ı şerifi iyi karşılanması gerektiğini düşünüyorum.
Zekat’ımızı Fitremizi vererek nefsimize hamle yapacağımız bu mübarek ayın şimdiden tüm İslam alemini hayırlar getirmesi dileği ile huzurlu Ramazanlar…