Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Sabancı Üniversitesi’nden Fuat Keyman, İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Prof. Dr. Atilla Yayla, ‘’Siyasal Açıdan Türkiye’de Darbeler’’ konulu konferansta darbeler hakkında ilginç detaylar aktardı.

ORDUSU OLAN HER YERDE DARBE TEHLİKESİ VARDIR

Prof. Dr. Atilla Yayla, Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Kartepe Zirvesi’ne atıfta bulunarak, ”15 Temmuz her yönüyle duyurulması gerekir. Bu tarz toplantılarda buna vesile olacaktır” sözleriyle konferansa başladı. ”Darbeyi, askeri güçlerin seçilmiş politikacıları zorla alaşağı edilmesidir’’ diye tanımlayan Yayla, “Ordusu olan her yerde darbe tehlikesi vardır. Pakistan ve Tayland darbelerde lider ülkelerdendir. Türkiye’yi de bu ülkeler arasında sayabiliyoruz” dedi.

DARBELER ÖNLENEMEZ İNANCI VARDI

Darbelerin nedenlerinden bazılarını muhalif partilerin desteği, askeri demokrasilerde darbelerin ülkeyi daha iyiye getirileceği inancı, uluslararası teşvikler olarak sayan Yayla, “Bu sayılan nedenlerin bir kısmı olmadan darbeler olmaz. 15 Temmuz darbesi diğerlerinin bir benzeri olmakla beraber, silahlı kuvvetler bu kez aracı olarak seçilmiştir. 7 Şubat 2012 MİT müsteşarına yapılan girişim de bir darbe girişimiydi aslında. Çünkü bu teşebbüs sağlansa idi buradan siyasilere ulaşılacaktı. Türkiye’de darbeler olur, önlenemez inancı vardı. 15 Temmuz darbelerin önlenebileceğini herkese gösterdi” ifadelerini kullandı.

HEM DARBE, HEM İŞGAL HEM DE TERÖR EYLEMİ

Sabancı Üniversitesi’nden Fuat Keyman, 15 Temmuz’un tam anlamıyla anlaşılmadığını aktardı. Keyman, 15 Temmuz’u sadece retorik düzeyde değil, bilgi düzeyinden de incelemek gerektiğinin altını çizerek, ”Bu şekilde ülkemizi hem dışarıda, hem de içeride güçlü kılabiliriz. 15 Temmuz hem darbe, hem işgal hem de terör eylemidir. Meclisin ve ülkenin işgal edilmesi ve 250 şehidimiz bunu ortaya koyuyor 15 Temmuz da halkın demokrasiye sahip çıkması, Türkiye’nin geleceğini gösteriyor”  dedi.

15 TEMMUZ’DAN ALINACAK DERS

15 Temmuz’un güçlü bir hükümetin varlığında, istikrarı bozma amaçlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Keyman, ”15 Temmuz’da ülkemizin sınırlarına çökmüş devletler vardı. Ülkemizi de bu yönde ele geçirme fırsatı yakalanmak istendi. Öncelikle halkımızın iradesi bunu önledi. Bu doğrultuda 15 Temmuz’dan ders almalıyız. Artık biz Türkiye’yi güçlendireceksek, bunu yaparken ülkemizin ön planda çıkarılması ve farklılıkla içinde yaşamamızı öğrenmemiz gerekir“ ifadelerini kullandı.

SÖZDE DEĞİL ÖZDE GÜÇLÜ DEVLET

‘’Güçlü devletiz demekle güçlü devlet olunmuyor’’ sözlerini kullanan konferansın moderatörü Prof. Dr. Şükrü Karatepe ise ”Sözde güçlü devlet olmamalıyız. Tam manasıyla kurumsallaşmak, uzmanlaşmanın gelişmesi, çalışanların vatandaşların yerinde ihtiyaç duyduğu ihtiyaçları karşılaması gerekir. Aksi takdirde sokaklarda tank yürüterek güçlü devlet olamayız.” şeklinde konuştu.