“KAPAĞINI HİÇ AÇMASANIZ DAHİ ZEHİR YAYIYOR”
KO-MEK ilçe sergi açılışları bu yıl daha eğitici ve eğlenceli geçiyor
GÜNDEM - 2015-10-22 11:59:27
KO-MEK ilçe sergi açılışları bu yıl daha eğitici ve eğlenceli geçiyor.
Birbirinden farklı konuların yer aldığı ilçe sergilerine uzmanlar konuk
oluyor. Vatandaşların sağlıklı yaşama konularında daha bilinçli olmalarını
hedefleyen söyleşiler ilgi çekiyor. Gölcük İlçe Sergisi açılışına katılan Erkan
Şamcı ‘’Dünyamızı Titiz Kadınlar mı Kirletiyor’’ başlıklı bir söyleşi yaptı.
Sahneye bahçıvan tulumuyla çıkan Erkan Şamcı, KO-MEK’in farklı
alanlarındaki kurslarından çok etkilendiğini söyledi. Şamcı, ”Hayatımızı
kolaylaştırsın diye bize sunulan temizlik ürünleri tamamen kimyasal
maddelerle dolu. Çok temiz ve titiz olduğumuz ile çok övünürüz. Gerçekte
ise ağır kimyasalları hayatımıza sıvayıp duruyoruz. Sabah kalkarız
kendimizi temizleriz. Mesela dişlerimizi köpürte köpürte fırçalarız. O köpük
bildiğiniz deterjandır. Diş macunlarının içeriğine bakın. Çamaşır deterjanına
şeker karıştırıyorlar. Yani biz her gün deterjanla dişlerimizi fırçalıyoruz.
Çocuklar için olanların durumu daha vahim. Onlarda bir de fare zehiri var .
Çocuğunuzun ağzına temizlik adına fare zehiri sürer misiniz? Sürmezsiniz
değil mi? Ama sürüyoruz. Burada reklamların büyük etkisi var” şeklinde
konuştu.
Katılımcıların konuşmasını büyük bir dikkatle dinledikleri Şamcı, ”Çamaşır
suyunun üretildiği fabrikalarda işçiler gaz maskesi takıyorlar, koruyucu
elbiseler giyiyorlar. Sizler evde çamaşır suyu kullanırken gaz maskesi takıyor
musunuz? Elbette hayır. Çamaşır suyunu evinize aldığınızda hiç kapağını
açmasanız bile zehir yayıyor. Bir tek Türkiye’de çamaşır suyunun maddesi
olan Hipoklorit temizlik için kullanılıyor. Başka yerlerde bunu bataklık
kurutmak için kullanıyorlar. Oysa bizde bazı hanımlar, ‘Çamaşır suyu kokusu
olmadan temizlenmiş gibi gelmiyor’ diyorlar. Bizler bu zehirler için üstelik bir
de para ödüyoruz” dedi.
Bilinen doğruların ne kadar da yanlış olduğunu söyleyen Şamcı, ”Her
şeyden önce bakterilerle barışalım. Aslında bizler de birer bakteriyiz.
Yaşamımızı devam ettirmek için vücudumuzda bakterilerin olması
gerekiyor. Bağırsaklarımızda var. Bakterilerin olmaması gereken yerlerden
biri ameliyathaneler. Sizler mutfak tezgahlarınızın üstünde ameliyat mı
yapıyorsunuz? Zaten seramik üstünde bakteri de yaşamaz. Alternatif olarak
tuz kullanın. Tuzlu suda bakteri, mikrop yaşamaz. Temizlik yaptığınız
suya bir avuç tuz atın. Mesela turşu niye bozulmuyor? Tuzlu sudan sebep
bozulmuyor . Eskiden çamaşır sodası vardı. Annelerimiz bunu kullanılırlardı.
Bir de yumuşatıcılar var. Güzel koksun diye kullanıyoruz. Tamamen kimyasal
bunlar. Koklayınca beynimiz dumura uğruyor. Çamaşırlarınız güzel koksun
istiyorsanız ütü suyuna bir miktar lavanta suyu koyun. Bakın çamaşırlarınız
nasıl güzel kokuyor” açıklamasını yaptı.
Şamcı, ”Bir başka derdimiz bardaklarımızı pırıl pırıl olsun. Bulaşık
makinalarında kullandığımız deterjanlar arınmıyor ve tamamen kimyasal.
Eşya odaklı yaptığımız her iş dönüp dolaşıp bize zarar veriyor. Firmalar
ise leke çıkarmak için bu ürünleri sattıklarını söylüyorlar. Hayatımıza
soktuğumuz her ürünün sağlığımıza uygun olması gerekiyor. Şimdi
yaz ayları geliyor. Her yerde yine sinek ilaçları satılacak. Fişe takılan,
püskürtülen birçok çeşidi var ve hepsi zehir. O ilaç dediğimiz zehirler aslında
haşereleri öldürmüyor. Sinekler bakıyorlar odada zehir var hemen kaçıyorlar.
Sineklerin zehirli diye girmediği odalarda çocuklarımızı uyutuyoruz. Bunun
yerine sinek teli yaptırmak çok daha sağlıklı bir çözüm. Geçen 80 yıl
içinde hayatımıza 150 bin kimyasal madde girmiş maalesef. İlla mikrop
diye bir takıntınız varsa her şeyi ütüleyin. Çocuklarınızın oyuncaklarını
derin dondurucularda bir gün bekletin. Hiç mikrop kalmaz. Bizim en çok
hamilelerin, annelerin yol göstericiliğine ihtiyacımız var. Hamile saçını
boyatmıyor, ağrısı olsa dahi ilaç almıyor. Bu hassasiyeti hayatımızın her
dönemine yaymalıyız” şeklinde konuştu.
Kozmetik ürünlerdeki kimyasallara da değinen Erkan Şamcı, ”Güzel olmak
uğruna kimyasalları yüzümüze, her yerimize sürüyoruz. Niye kremler hiç
bozulmuyor? Çünkü içinde çok miktarda koruyucu kimyasal var ve biz her
gün kullanıyoruz. İnsandan başka hiçbir canlı evine zehir sokmaz. Üstelik
paralar ödüyoruz” diye sözlerini tamamladı. Kursiyerler de Erkan Şamcı’ ya
teşekkür ettiler ve hediye verdiler.