2022 yılında 58 bin Türk vatandaşının AB ülkelerine ilk kez iltica başvurusu yaptığını ifade eden Tarhan, “başvuru oranında %150 artış var. 2021 yılında 20 bin civarındaydı. Başvuru sıralamasında beşinci sıradan üçe yükseldik. Suriye ve Afganistan’dan sonra Türkiye geliyor. Sene başından itibaren yapılan başvuruların da şimdiden 26 bine ulaştığını görüyoruz” dedi.
Tarhan açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Beyin Göçü Veriyor, Beyin Gücümüzü Kaybediyoruz”
“Almanya’ya yapılan iltica başvuruları altı yılda 4 kat arttı. 58 bin başvurunun 20 bini Almanya’ya dönük. Oysa 2016’da 5 bindi. Şunu özellikle belirtmek gerekir ki, gidenlerin eğitim seviyesi yüksek; bürokraside, kamuda, özel sektörde, sağlık sektöründe çalışan insanlar. İçlerinde bilim insanları ve akademik kariyer yapanlar da var. Bu açıdan baktığımızda, aslında nitelikli nüfus gitmeye çalışıyor. Ülkemiz beşeri sermayesini kaybediyor. Beyin göçü verdiğimizde, beyin gücümüzü kaybediyoruz.”
“Neden gittiklerini TUİK ortaya koyuyor. Yaşam Kalitesi araştırmasına göre, 15 yaş ve üzeri fertlerin maddi yetersizlik ve zamansızlık nedenleriyle, %70’nin hiç kitap okuyamadığı, %85’inin sinemaya bile gitmediği görülüyor. Peki, ne yapıyorlar? Sadece geçinmeye çalışıyorlar. Nüfusun %76’sı daha ucuz tüketmeye çalışıyor. TUİK’in açıkladığı bu oranı OECD’nin yüksek enflasyon ortamında temel ihtiyaçları karşılama listesi de destekliyor. Listede yer alan ülkelerde ortalama %47, fakat ülkemiz %70 oranlamasıyla ilk sırada yer alıyor. Yani nüfusumuzun %70’i gıda, konut, yakıt ve borç maliyetlerinden başını kaldıramıyor. Dolayısıyla sosyal hayat diye bir şey kalmamış, sadece geçinmeye çalışıyorlar.”
“Nitelikli Nüfusu İstihdam Edebilecek Altyapı Yok”
“Göç İdaresi, 1.169 mahallede yabancı sayısının Türk nüfusunu %20 aştığını açıkladı. Sosyo-kültürel dönüşüme neden olacak seviyede yabancı nüfus yoğunluğu oluşmuş. Hükümet, hızla artan düzensiz göçmen sorunuyla mücadele etmiyor. Üstelik ucuz işgücü olarak kullanılmaları, kendi vatandaşlarımızın iş bulamamasına neden oluyor. Ayrıca yönetimdeki adaletsizlik ve liyakatsizlik nedenleriyle vatandaşlarımız geleceğini göremiyor. Sosyal yaşamları yok, geçim sıkıntısından kültürel faaliyetlerin maliyetini kesiyorlar. Hekimlerimiz şiddete maruz kalıyor, mesai saatleri de düzeltilmiyor. Bilim insanlarımıza özgür bir çalışma ortamı sunulmuyor, yetişmiş beyinlerimizi kaybediyoruz. Nitelikli nüfusun istihdam edilebileceği altyapı yok. Hükümet bu konulara sırtını dönmüş durumda. Saray’dan gerçek Türkiye manzarasını görmüyorlar. Böyle bir ortamda, iltica başvurularında beşinci sıradan üçe yükseldiğimiz gibi, birinci de oluruz.”