Yüce dinimizin en önemli dinamiklerinden biri olan birlik ve
beraberlik temasının işlendiği, savaşların, kargaşa ve terörün kol
gezdiği bir dönemde bir kez daha tüm Müslümanlara kardeşlik
çağrısının yapıldığı, birlikte yaşama ahlâk ve esaslarının hatırlatıldığı
bir Kutlu Doğum Haftası’ndan sonra dinî hayatımızda "Üç Aylar"
diye bilinen ve sonu Ramazan ayına ulaşan feyizli ve bereketli bir
maneviyat mevsimini daha idrak etmiş bulunuyoruz. Bizlere bir kez
daha üç ayların mağfiret ve rahmet ikliminden istifade etme fırsatını
veren Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Üç ayların birincisi olan Receb’in ilk Cuma gecesi Regâib
Kandili idi. Regaib Kandili ile karşılandığımız, bu mübarek gecenin
feyiz ve bereketiyle hazırlandığımız Üç Aylar, Rabbimizin rahmet ve
mağfiretinden, lütuf ve ihsanından bol bol istifade edeceğimiz bir
fırsat iklimidir.
Üç Aylar, “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki),
gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin
duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim
davetime uysunlar, bana iman etsinler.”(Bakara 2/186) ayeti ile
ifade edilen Allah’ın biz kullarına olan yakınlığının daha çok
hissedilip yaşandığı, bizim de Rabbimize yakınlık kazanmak için daha
bir gayret içerisinde olacağımız müstesna günlerdir.
Üç Aylar, "Recep Allah'ın ayı, Şâban benim ayım,
Ramazan da ümmetimin ayıdır."hadisi ile değeri ve faziletinin
açıklandığı; "Ey Allah'ım! Recep ve Şâbanı bize mübârek kıl, bizi
Ramazan'a kavuştur."duası ile de bu kutlu zaman diliminde nasıl
dua edeceğimizin, bu fırsatı değerlendirme adına hangi düşünce ve
niyet içerisinde olacağımızın belirtildiği kazanma mevsimidir.
Mü’minler bu zaman diliminde “kalbin zümrüt tepeleri”nde
dolaşırken kulluğun şuurunu daha derinden hissedip gönül
dünyalarında Allah inancının zevk ve lezzetini tadarlar… Tadar da
her geçen gün miraca yükseliyor gibi olurlar.
Üç Aylar yapılan dileklerin dalga dalga Allah'a ulaştığı, dökülen
pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yokettiği kandiller geçididir.
Bu mübârek aylar, taşıdıkları mübarek gün ve gecelerle de mü’minlere
fırsat içinde fırsat sunmaktadır.
Regaib Kandili bize daha sonra idrak edeceğimiz Mi’rac ve
Berât kandillerini, Ramazan ayını, Kadir Gecesini, Ramazan ve
Kurban Bayramlarını müjdelemektedir.
Receb’in sonlarına doğru idrak edeceğimiz Mirac gecesi,
Allah'ın sevgili kulu ve Rasûlü Hz. Muhammed’i (s.a.s.), Mekke'deki
Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da
göklerin ilâhî derinliklerine yükselttiği gecedir. Mi’rac, daha bu
dünyada iken Allah ile buluşabilmenin, görüşebilmenin örneğinin
yaşandığı mucizevî bir olaydır.
Kitaplarda 'Şehrullâhi'l-Muazzam' diye geçen Şaban ayını ve
içinde bulunan Berât gecesini “bütün varlığa ve benliğimize sinmiş bir
lezzet gibi duyar ve gönüllerimizin ümide, beklentiye, uhrevî
güzelliklere kaydığını hisseder gibi oluruz.”
Üç Aylar'ın sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir
Gecesi'nin ise dinî hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ramazan
ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve
düşkünlere yardım ayı ve bütün anlamıyla Kur'an ayıdır.
İdrak ede ede, manevî hazzını ve lezzetini duya duya, kalbî
hayatımız itibariyle doya doya yaşayacağımız Üç Aylar’ın hayır ve
bereketlerle, birlik, beraberlik, kardeşlik içinde maddî-manevî
güzelliklerle geçmesini diliyorum.
Üç aylarınız ve Cumanın mübarek olsun.