Malum Sınav Haftasındayız, Bizde Konuyu Uzmanına Soralım Diyerek Aile Danışmanı, Psikoterapist Ve Beslenme Koçu Olan Uzmanı Sayın Ergül’e Sorduk.
* Sınava Girecek Öğrencilerimize Aileleri Nasıl Destek Verebilir?
* Aşırı Kaygıya Sebep Olan Durumları Anlama Ve Çözebilme Yöntemleri Nelerdir?
* Sınav Haftası Beslenme Biçimi Nasıl Olmalı?
* Sınavdan Bir Gün Öncesi Beslenme Nasıl Olmalı?
* Sınava Girmeden Önce Yapılabilecek Uygulamalar Nelerdir?
 
Öncelikle belirtmek isterim ki KAYGI özümüzde bizi koruyan bir güdüdür. Eğer kaygı olmasaydı kendimize, yakınlarımıza veya çevremize karşı duyarlılığımız gelişmezdi. Kaygıyı yok edemeyiz sadece bize zarar verebilecek aşırı kaygıyı ve stresi yönetebilme, azaltma becerisi kazanmamız gerekmektedir. 
Aşırı kaygı durumları genellikle eleştiriye maruz kalma, yetersiz hissetme, sevilmeme korkusu ya da zarar görürüm, gibi duyguların yoğun yaşanmasından kaynaklanır. Beklentiye cevap veremeyeceğimiz hissi duygusal ve bedensel stres yaratır. Tüm bu etkenler çevreden çok aile içeresindeki iletişimin, sevgi ve aitlik duygusunun gelişimine bağlı, artar ya da azalır. 
Ailenin çocuk doğduğundan beri ki şu an a kadar olan duygu, düşünce, iletişim dili, çocuğun dünyasında güveni ya da korkuyu oluşturabilir. Özellikle ses tonu, bedensel ifadeler, sözlü iletişimin çocukta yarattığı inanç ve düşünceler çok önemlidir. 
Çocuğun öğrenme dönemlerinde tam/ eksik, başarılı/ başarısız, iyi/kötü gibi keskin yargıları genellememek için kullanılacak cümleler özenle seçilmelidir. 
Örneğin; Bu konuda güzel yol kat ettin, sanırım diğeri için biraz geliştirmemiz gerekiyor, ya da
Bu zor gibi görünen durumu değiştirmek için neler yapabiliriz, neleri çoğaltırsak üstesinden gelinebilir, diyerek onu düşünmeye ve üretmeye odaklayabilirsiniz. 
Çocuk/ ergen için anne babanın tutum ve davranışları çok önemlidir. 
   Çocuklarımızın yeteneklerinin ve potansiyellerinin özel ve farklı olduğunu kendimizin de fark etmesi gerekir. 
Çocuklarımız hayatı bizimle birlikte öğreniyor. Yaşadığı ortamdaki kişiler kendisi için rol/ model oluşturmaktadır. Bu aynı zaman da aynalama modelidir. Bizim tarzımız gelecekte onun da tarz ve kişiliğini oluşturacağından, söz, tavır ve davranışlar daha da önemli hale dönüşmektedir. 
Çocuk başaramadığın da annem/babam beni sevmeyecek korkusu yaşamamalıdır. Bizlerin de bir zamanlar çocuk/ ergen olduğunu, deneyimleyerek ve tekrar eden davranışların alışkanlıklarıyla kalıcı hale geleceğinin bilgisine sahip olarak becerilerimizin gelişeceğini hatırlamalıyız. Çoğu öğrenme aşamaları alışkanlıklar ve düzen ile kalıcı hale gelmektedir. İnsanların işitsel, görsel, dokunsal zekaları farklı olabilmektedir. Bir kişi duyduğunda daha iyi anlayabilir akılda kalabilir, diğerinin görmesi, dokunması ya da uygulayarak tecrübe etmesi gerekebilir. Bu sebeple her kişinin farklı yeteneklerinin olduğunu biliyoruz. Herkes avukat, doktor ya da mühendis olamaz. Her türlü farklı üretkenliklerle dünya gelişmektedir. Bir tarımcı bizim soframıza ulaştıracağı besin için birçok emek vermektedir. Ne olduğundan ziyade üretken ve yaratıcılığımızı kullanabiliyor muyuz, bu hepsinden değerlidir.
Çocuk üzerinde ki bir başka etken de ailelerin farkında olmadan yaptıkları "Ben okumadım, o okusun", " Onun için saçlarımı süpürge ettim, " Karşılığı bu mu" gibi sözler sert eleştirilerdir. Bu gibi söz ve davranışlar çocuğun dünyasında " Ben kötü bir çocuğum, annemi, babamı mutlu edemiyorum" inancı geliştirmesine bununla beraber kendisini fazlalık olarak görmesine sebep olmaktadır. Aile ile olan aitlik bağlarına aşırı zarar vermektedir. Anne babalardan ricam geçmişteki yapamadıklarımızı onlara yükleyerek potansiyelini aşan beklenti de olmamak, yeteneğinin farklı olduğunu bulmasına da yardımcı olarak yönlendirmeler yapılması daha doğru olacaktır. 
SINAV ÖNCESİNDEKİ HAFTA NASIL BESLENİL MELİ? 
Aslında sadece sınav haftası değil, normal hayatımızda da beslenme alışkanlıklarımızı yeniden düzenlemeliyiz. Besinleri dengeli tüketmeli ve yararlı olanları tercih ederek sağlığımızı korumalıyız. Çocuklarımızın zeka gelişimine katkı sağlayan, yaşına uygun beslenme proğramı uygulamak gelişimleri için önemlidir. 
Gün içeresinde üç ana üç ara öğün uygulayarak besin çeşitliliğine özen göstermeliyiz. Bu besinler doğal olmalı, hazır paket, işlenmiş gıdalar bırakılmalıdır. Özellikle de halk dilinde söylenen abur-cubur asla yenmemelidir. Beyaz şeker ile yapılan hazır gıdalar hipoglisemi ve hormon dengesine zarar vermektedir. Çağımızın şu anki durumu obezite çocuk ve yetişkinlerin artmasına sebep olmakta ve acilen bu konuda önlemler alınması gerekmektedir. Beslenme alışkanlıklarımız düzenlenmez ise İleriki yıllar da birçok hastalıklar bizi bekliyor olacaktır. Alışkanlıklar düzenli yapılırsa bir ay geçmeden kolaylıkla uyum sağlanabilir. 
Sabah öğünlerimizde; yumurta, peynir, zeytin, doğal bal, pekmez, bol yeşillik, yanında süt ya da portakal suyu, tahıl ekmekleri tercih ederek kaliteli öğün sağlanabilir. Siyah çay yerine bitki çayları daha yararlıdır. Siyah çay besinlerdeki demir i azaltmaktadır. Kahvaltıdan 15-20 dk sonra istenirse açık çay içilebilir. 
Ara öğün 1: 5 fındık, 5 ceviz, 5 badem, siyah kuru üzüm, 1-2 incir ya da kayısı yenilebilir. 
Ara öğün 2: Taze meyveler 2 porsiyon, ergenler tüketebilir
Ara öğün 3: Yoğurt, ayran ya da 50 gr yulaf yoğurt ya da süt ile yenilebilir. Lif ve protein kaynağıdır. 
Öğle yemekleri; Haşlama, buğulama tarzında, az yağlı kırmızı et, beyaz et (tavuk, balık, hindi) bol salata yoğurt ile besin değeri yükseltilerek yenilebilir. Tahıl ekmek ve çorbalar yapabilirsiniz, menüye bulgur, makarna, az pilav eklenebilir. 
Hiçbir zaman tıka basa, hızlı yemek yemeyiniz. Yeme sürenizi uzun tutup, bol çiğneyiniz. 
Akşam öğünleri: sebze yemekleri, bol salata, yoğurt yanı sıra az tahıl (bulgur, makarna, pirinç) eklenebilir. Bir gün sebze yiyorsak bir gün bakliyat yapabiliriz. Yemekleri az sıvı yağ ile ağzı kapalı pişirmek, besin kaybını azaltacaktır. 
Sindirim sisteminde problemi olanlar, gaz yapıcı besinleri azaltıp bol sebze ve beyaz et tüketsinler. 
* Sınav haftası her gün ekinezya çayı içmek stres i azaltır. 
* yoğurt, ayran gece yatmadan 2 saat önce tüketilmeli
*domates, ananas, elmanın da stres azaltıcı etkisi vardır. 
SINAVDAN BİR GÜN ÖNCESİ NASIL BESLENMELİ;
*Bir gün öncesi gaz yapıcı( nohut fasulye, mercimek) tüketmeyelim. 
*Hamur işleri, kızartma ve susatan (turşu, siyah zeytin) besinleri bırakalım. 
*Gazlı içicek ( Soda, kola,vs.. , ayran gaz yapıyorsa) almayalım. 
SINAV ÖNCESİ BESLENME VE TERAPİ NASIL OLUR. 
* Sabah Kahvaltısı yağlı yumurta sucuk, sosis, börek yemeyiniz, sağlıklı kahvaltı yapınız. 
* Beynimizin şeker e ihtiyacı vardır fakat bu beyaz şekerle yapılmış hazır gıdalardan sağlanırsa hipoglisemi dengesini bozar. Sınavın uzun olması acıkmanızı ve dikkatinizin dağılmasına sebep olur. Bunun için sınavdan önce kuruyemiş ( fındık, ceviz badem) ve özellikle siyah üzüm, incir, kayısı gibi doğal tatlılar kullanıl malıdır. 
* Şayet stres oluşursa tükürük bezlerinizi aktif etmeye çalışın. Ağız kuruluğu stres i tetikleyebilir. 
KENDİMİZE NASIL TERAPİ YAPICAZ. 
*Sınavın rahat ve kolay geçtiğini hayalinizde imgeleyin, sınav haftası her gece uyumadan öncede yapılmasını öneririm. 
*Sınavdan yarım saat önce NEFES TERAPİSİ uygulamanız, sınavda rahat etmenizi sağlayacaktır. 
PEKİ NASIL? 
* Sınavdan yarım saat önce, 15-20 dakika bir kenarda oturarak, sırtınız dik, diyafram ( karın kası) a odaklanın. Burnunuzdan nefes alıp verin. Nefes alırken karın dışarı doğru şişecek, verirken içeri doğru. Mümkünse gözlerinizi kapatın, yanınızda biri olursa daha rahat edersiniz. Sadece nefes i takip ederek, odaklanırsanız, ciddi bir şekilde kaygı ve stresiniz azalacaktır. 
TÜM ÜNİVERSİTE ADAYLARIMIZA BAŞARILAR DİLİYORUZ. 
 "Başarı bir sonuç değil bir yoldur, yolun sonu senin hediyendir"