GEBZE TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
23 NİSAN 2025 12:49 MW=6.2 SİLİVRİ AÇIKLARI-İSTANBUL (MARMARA DENİZİ) DEPREMİ
ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU
DEPREM BİLGİSİ
İstanbul'un Silivri açıklarında (40.8327 K 28.2267 D), 23 Nisan 2025 tarihinde yerel saat ile 12:49’da
aletsel büyüklüğü Mw 6.2 olan bir deprem meydana gelmiş ve yaklaşık 13 saniye sürmüştür. Meydana
gelen deprem sığ odaklı olup, derinliği Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma
Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (B.Ü. KRDAE BDTİM) tarafından
15.2 km, T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 6.92 km olarak
açıklanmıştır. Marmara Bölgesi'nde geniş bir alanda hissedilen bu deprem kamuoyunda olası Büyük
İstanbul Depremine dair endişeleri yeniden gündeme taşımıştır. Deprem, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun
Orta Marmara Segmentinde meydana gelmiştir. Bu segment 1912 Mürefte ve 1999 İzmit Depremlerinden
sonra kırılmamış son büyük segmentlerden biridir (Le Pichon et al., 2001; Armijo et al., 2002). Depremin
ana şokunun ardından ilk 36 saat içinde en küçüğü ML 0.5 en büyüğü ML 5.3 olan 374 adet artçı şok
kaydedilmiştir (B.Ü. KRDAE BDTİM). Meydana gelen artçı şokların derinliklerinin ortalaması 9.8 km’dir
(Şekil 1). Bu artçı şokların %25’nin büyüklüğü ML 2.6’dan daha fazladır. AFAD'ın açıklamasına göre,
depremde yaklaşık 15 kilometre uzunluğunda ve 9.5 kilometre genişliğinde bir fay segmenti kırılmıştır.
Fay üzerinde yaklaşık 30 santimetrelik yer değiştirme tespit edilmiştir. Ana şoka ait odak mekanizması
çözümü, depremin sağ yönlü doğrultu atımlı bir faylanma karakteri gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu,
Marmara Denizi içerisindeki Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey koluna özgü tipik bir mekanizmadır (Şekil 1).
Şekil 1. 23 Nisan 2025 Silivri Açıkları Depremi ve Artçı Sarsıntıları Deprem Dağılım Haritası
Bu sarsıntı, 26 Eylül 2019'da aynı bölgede gerçekleşen Mw 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından,
Marmara Denizi'nin sismik potansiyelini bir kez daha ortaya koymuştur. Şekil 2’de 26 Eylül 2019 tarihinde
meydana gelen Mw5.8 Silivri Depreminden günümüze kadar bölgedeki deprem aktivitesi derinlik
değişimleri ile birlikte sunulmaktadır. Ana harita, depremlerin episantr dağılımını, yan ve alt kesitler ise
derinlik değişimlerini göstermektedir. Olay sayısının yoğunluğu renk skalasında gün cinsinden ifade
edilmiş, toplam 1504 adet deprem meydana gelmiştir (B.Ü. KRDAE BDTİM).
Haritanın solunda verilen derinlik kesiti, fay düzlemi boyunca sığ odaklı (<15 km) depremlerin hâkim
olduğunu göstermektedir. Kuzey Marmara segmentinin Eylül 2019 ile Nisan 2025 tarihleri arasındaki
dönemde, aktif ve birikimli karakteri Şekil 2’de açıkça gözlemlenebilmektedir. 23 Nisan 2025 Silivri
Açıkları depremi ana şokunu takip eden artçı sarsıntı dağılımının fay düzlemi boyunca doğu yönlü bir
dağılım gösterdiği izlenmektedir.
Şekil 2. 26 Eylül 2019-23 Nisan 2025 tarihleri arasında Bölgenin Sismik Hareketliliği
KUVVETLİ YER HAREKETİ ÖLÇÜMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
23 Nisan 2025 Mw6.2 Silivri Açıkları Depremi merkez üssü en yakın istasyona 25.04km uzaklıkta (3429
kodlu AFAD-Silivri İstasyonu) olup, 100 km yarıçapında yaklaşık 150 istasyonda kayıt alınmıştır.
Bölgedeki istasyonlar tarafından kaydedilen en büyük yer ivmesi dağılım haritası Şekil 3’te gösterilmiştir.
Deprem, İstanbul’un Avrupa yakasında depremin merkezine yakın bölgelerde ve Bursa’nın kuzeybatı
bölgelerinde oldukça güçlü ve güçlü şiddette, Anadolu yakasında ve diğer bölgelerde oldukça güçlü ve
orta şiddetlerde hissedilmiştir (Şekil 3).
Şekil 3. Mw 6.2 Silivri Açıkları Depreminin İstasyon (AFAD) Bazlı En Büyük Yer İvmesi Dağılım Haritası
Depreme ait yer hareketi kayıtları ham verileri Türkiye Ulusal Kuvvetli Yer Hareketi Gözlem Ağı
istasyonlarından alınmıştır (http://tadas.afad.gov.tr). Depremde kaydedilen en büyük yer ivmesi
Küçükçekmece istasyonunda 210.2 cm/s2 olarak ölçülmüştür. Çalışmada kullanılan yer hareketi kayıt
istasyonlarına ait bilgiler ve bu istasyonlarda kaydedilen en büyük yer ivmeleri Tablo 1’de gösterilmiştir.
Tablo 1. Mw=6.2 Silivri Açıkları Depremini kaydeden bazı yer hareketi kayıt istasyonlarına ait bilgiler (http://tadas.afad.gov.tr)
İstasyon Kodu İstasyon Adı Repi (km) Vs,30 (m/s) PGA (cm/s2
) KG PGA (cm/s2
) DB
3429 Silivri 25.04 230 72.67 106.36
5906 Marmara Ereğlisi 29.15 224 107.38 68.34
3428 Avcılar 43.05 318 99.27 81.12
3415 Küçükçekmece 47.01 283 210.2 138.99
5917 Çerkezköy 49.86 342 24.96 25.73
5907 Çorlu 50.25 313 18.40 21.99
3416 Bakırköy 51.34 420 37.95 27.06
3431 Arnavutköy 53.65 - 100.67 160.57
3434 Eyüp 57.52 - 158.76 99.28
5908 Süleymanpaşa 60.07 538 11.21 11.32
Şekil 4. Kuvvetli Yer Hareketi Kayıtları (3415_Küçükçekmece; 3428_Avcılar; 3416_Bakırköy AFAD İstasyonları)
Tablo 1’de verilen kayıt istasyonlarından elde edilen yer hareketi kayıtlarının %5 sönüm oranı için
davranış spektrumları Şekil 5’te gösterilmiş ve TBDY (Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği) 2018’e göre
deprem yer hareketi düzeyleri DD-2 (tekrarlama periyodu 475 yıl olan ve 50 yıl içinde aşılma olasılığı %10
olan deprem) ve DD-3'e (tekrarlama periyodu 72 yıl olan ve 50 yıl içinde aşılma olasılığı %50 olan deprem)
karşılık gelen tasarım spektrumları ile karşılaştırılmıştır. DD-2 ve DD-3 tasarım spektrumları, depremin
merkezine en yakın yer hareketi kayıt istasyonu olan Silivri istasyonu lokasyonu ZD zemin sınıfı için
belirlenmiştir.
23 Nisan 2025 Mw6.2 Silivri depremi, TBDY-2018’de tanımlanan standart tasarım yer hareketine karşılık
gelen deprem yer hareketi düzeyi DD-2’nin oldukça altında kalmaktadır (Şekil 5). Diğer taraftan deprem
yer hareketi düzeyi DD-3 için elde edilen elastik spektrumun KG bileşenleri ile yapılan karşılaştırmasında,
sadece kısa periyot bölgesinde (T=0.1-0.4 sn) görece olarak biraz daha yüksek spektral ivme değerleri
gözlenmiş olsa da; inşa edildiği tarihte yürürlükte olan deprem yönetmeliği kurallarına uygun olarak
mühendislik hizmeti almış binalarımızda tekrarlanma periyodu 72 yıl olan sık deprem yer hareketinde
herhangi bir yapısal hasar beklenmemektedir. Resmi verilere göre meydana gelen deprem İstanbul’da
herhangi bir yıkıma ve can kaybına neden olmamıştır. Bursa, Balıkesir, Tekirdağ ve Yalova'da
yaşayanlardan toplam 1399 yapı ihbarı alındığını ve 7 binada az hasar tespit edildiği açıklanmıştır.
Yapısal olmayan elemanlarda, örneğin, dolgu duvarlarda, kaplamalarda ve sıvalarda çatlak oluşumları
gözlenmiş olabilir. Depremin merkez üssünün kente uzak oluşu, büyüklüğü ve kırılan fayın uzunluğu ve
buna bağlı olarak da yıkıcı etkinin az olması İstanbul’daki yapı stoku için bir test olarak düşünülmemelidir.
Ayrıca unutulmamalıdır ki, yer ivmesine dayalı tahminler, genel bir kılavuz sağlayabilir; ancak her
durumun özgün olduğu ve depremin odağına olan mesafe, bina dayanıklılığı, zemin tipi gibi birçok
faktörün devrede olduğu göz ardı edilmemelidir.
Şekil 5. Depremde kaydedilen yer hareketi kayıtlarının %5 sönüm oranı için davranış spektrumları ve Silivri
istasyonu ZD zemin sınıfı için DD-2 ve DD-3 deprem yer hareketi düzeylerine ait tasarım spektrumlarının KG ve
DB doğrultuları için karşılaştırılması
23 Nisan 2025 tarihinde Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen depreme ait kuvvetli yer
hareketi kayıtları üzerinden Arias şiddeti (Arias Intensity – AI) analizleri yapılmıştır. Şekil 6’da, 10 istasyon
için KG-DB ve Düşey yönlü AI zaman serileri gösterilmiştir. Enerji seviyesi genellikle düşük, ancak bazı
istasyonlarda erken ve belirgin artış gözlenmiştir. Maksimum AI kuzey yönlü ve yaklaşık 0.17 g2/s olup,
bu yön deprem enerjisinin önemli bir bileşenini taşımış olabilir.
Şekil 6. Depremde kaydedilen yer hareketi kayıtlarının Arias Şiddetleri
23 Nisan 2025 tarihinde Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen depreme ait ana şok kayıtları
ile hesaplanan, Kümülatif Mutlak Hız (CAV – Cumulative Absolute Velocity) analizine ilişkin bulgular
aşağıda sunulmuştur (Şekil 7). CAV, bir depremin zemin üzerindeki ivme enerjisinin birikimini ifade
etmektedir ve yapıların hasar potansiyelinin belirlenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. 10 istasyon için
KG-DB ve Düşey yönlü CAV zaman serileri gösterilmiştir. U (Düşey) yönü Maksimum CAV değeri yaklaşık
0.28 g·s ile sınırlı kalmış, düşey ivmelerin görece daha az enerji taşıdığı gözlenmiştir. Kuzey yönünde
maksimum 0.48 g·s, Doğu yönünde ise 0.52 g·s seviyesine ulaşan değerler ölçülmüştür. CAV analizine
göre, özellikle doğu ve kuzey yönlerindeki enerji birikimi, bölgedeki yapıların bu doğrultulardaki
hareketlere karşı daha fazla zorlandığını göstermektedir. Analiz sonuçları, yapı performans analizlerinde
ve mikrobölgeleme çalışmalarında kullanılabilecek önemli veriler sunmaktadır.
Şekil 7. Depremde kaydedilen yer hareketi kayıtlarının Kümülatif Mutlak Hızları
DEĞERLENDİRME
26 Eylül 2019’da meydana gelen Mw 5.8 büyüklüğündeki Silivri depremi, normal faylanma mekanizması
ile karakterize olurken; 23 Nisan 2025’te meydana gelen Mw 6.2 büyüklüğündeki deprem ise Kuzey
Anadolu Fayı'nın karakteristiği olan sağ yanal doğrultu atımlı faylanma özelliği göstermektedir. Bu durum,
2025 depreminin doğrudan KAF’ın kuzey kolu üzerinde gerçekleştiğini ve segmentin aktifliğini koruyarak
stres birikiminin sürdüğünü ortaya koymaktadır.
Artçı sarsıntıların dağılımı doğuya doğru fay hattı boyunca uzanmakta olup, bu kırılmanın KAF'ın kuzey
kolu boyunca geliştiğini açıkça göstermektedir. 2019 depreminden farklı olarak, 2025 Silivri depremi hem
mekanizma hem de konum açısından Kuzey Anadolu Fayı ile tam uyumlu bir şekilde gerçekleşmiştir.
Tarihsel deprem kayıtları ve Marmara Bölgesi’nde gözlenen yıkıcı sismik aktivite dikkate alındığında, bu
depremin uzun süredir beklenen büyük Marmara depremi olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Her ne kadar
açığa çıkan enerji, bir miktar stres boşalımına işaret etse de; artçı sarsıntıların doğu segmente doğru
yayılım göstermesi, gerilimin henüz kırılmamış segmentlere transfer olmuş olabileceğini
düşündürmektedir. Bu nedenle, söz konusu depremin, beklenen büyük Marmara depremini tetikleme
veya zamanını öne çekme olasılığı göz ardı edilmemelidir.
Yapılan değerlendirme sonucu, 23 Nisan 2025 Mw=6.2 Silivri depremi, 2018 yılında yürürlüğü giren TBDY-
2018 deprem yönetmeliğimizde tanımlanan standart tasarım yer hareketine karşılık gelen deprem yer
hareketi düzeyi DD-2'nin oldukça altında kalmaktadır. İnşa edildiği tarihte yürürlükte olan deprem
yönetmeliği kurallarına uygun olarak mühendislik hizmeti almış binalarımızda bu düzeyde bir yer
hareketinde herhangi bir yapısal hasar beklenmemektedir. Resmi verilere göre meydana gelen deprem
İstanbul’da herhangi bir yıkıma ve can kaybına neden olmamıştır. Bursa, Balıkesir, Tekirdağ ve Yalova'da
yaşayanlardan toplam 1399 yapı ihbarı alındığını ve 7 binada az hasar tespit edildiği açıklanmıştır.
Yapısal olmayan elemanlarda, örneğin, dolgu duvarlarda, kaplamalarda ve sıvalarda çatlak oluşumları
gözlenmiş olabilir. Depremin merkez üssünün kente olan mesafesi, büyüklüğü, kırılan fayın uzunluğu ve
buna bağlı olarak da yıkıcı etkinin az olması İstanbul’daki yapı stoku için bir test olarak düşünülmemelidir.
Orta şiddetteki depremlerin afete dönüşmemesi için, deprem sonrası götürülecek hizmetlerin çok hızlı ve
koordineli bir biçimde yapılması gerekir. İstanbul için 2001 yılında hazırlanan “Deprem Master Planı’nın
tüm büyükşehirlerimiz için ivedilikle hazırlanması ve “Deprem Erken Uyarı ve Yapı Sağlığı İzleme
Sistemleri’nin uygulamaya konması, şehirlerimizi depremlere karşı daha dirençli hale getirecektir. Deprem
Master Planları, kısa sürede deprem sonrası durumu belirleyebilmek ve hizmet götürebilmeyi mümkün
kılar. Deprem Erken Uyarı Sistemleri, depremlerin meydana gelişinden saniyeler önce haber vererek;
doğal gaz dolum tesisleri, elektrik altyapısı, metro sistemleri gibi hayati öneme sahip tesislerde otomatik
önlemlerin devreye girmesini sağlar ve büyük felaketlerin önüne geçilmesine katkıda bulunur. Yapı Sağlığı
İzleme Sistemleri ise, köprüler, hastaneler, okullar ve yüksek katlı yapılar gibi kritik yapıların deprem
öncesi ve sonrası davranışlarını gerçek zamanlı olarak takip ederek hasar tespiti sürecini hızlandırır ve
güvenli kullanım konusunda karar desteği sunar. Bu sistemlerin maliyet etkin cihazlar kullanılarak
yaygınlaştırılması, yapı envanterimizin performans bazlı izlenmesi ve gelecekteki afet senaryolarına
hazırlıklı olunması açısından hayati önem taşımaktadır. Bu iki sistemin birlikte kullanılması, afet risklerinin
azaltılması yönünde bilimsel, mühendislik temelli ve sürdürülebilir bir yaklaşım sağlayarak şehirlerimizin
sismik direnç kapasitesini önemli ölçüde artıracaktır.
Tüm bunların ötesinde, deprem başta olmak üzere birçok afet tehlikesi altında olan ülkemizde, diğer
gelişmiş toplumlarda örnekleri görüldüğü gibi, “Yetkin Mühendislik” sistemi bir an önce kurulmalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Bu ön değerlendirme raporu, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri Dr. Ahu Kömeç ve Dr. Ülgen Mert tarafından 25 Nisan 2025
tarihinde hazırlanmıştır.
Kaynaklar:
1. Bogazici University Kandilli Observatory And Earthquake Research Institute (2001): Bogazici University
Kandilli Observatory And Earthquake Research Institute. International Federation of Digital Seismograph
Networks. Dataset/Seismic Network. 10.7914/SN/KO https://doi.org/10.7914/SN/KO, 2001.
2. TBDY 2018, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ankara,
2018.
3. https://tadas.afad.gov.tr, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, AFAD, Türkiye İvme
Veritabanı ve Analiz Sistemi.
4. Le Pichon, X., Şengör, A. M. C., Demirbağ, E., Rangin, C., İmren, C., Armijo, R., Görür, N., Çagatay, M.
N., Mercier de Lepinay, B., Meyer, B., Saatçılar, R., & Tok, B. (2001). The active main Marmara fault.
Earth and Planetary Science Letters, 192(4), 595–616. https://doi.org/10.1016/S0012-821X(01)00449-6.
5. Armijo, R., Meyer, B., Hubert, A., & Barka, A. (2002). Asymmetric slip partitioning in the Sea of Marmara
pull-apart: a clue to propagation processes of the North Anatolian Fault?. Terra