Kurban Bayramı’nın gelmesi ile beraber beslenme şeklimizde de ciddi bir değişiklik meydana gelmektedir. Normal beslenmemizin dışına çıktığımız bu dönemde doğru bildiğimiz yanlışlar sağlığımızı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bayramla beraber kahvaltı alışkanlıklarından tutun da öğle ve akşam yemekleri ve ara öğünlerin de şekli değişmektedir. Akraba ziyaretleri, eş, dost ve ailenin ısrarı derken vücudumuz birkaç gün de olsa yoğun bir besin trafiği ile karşı karşıya kalmaktadır.

 

BAYRAMDA HİPERTANSİYON BENZERİ KRONİK HASTALAR DİKKAT

Kurban bayramında vücudumuzun birkaç gün yoğunlaştırılmış et tüketimine maruz kalmasının sağlıklı insanlar için sorun teşkil etmezken kronik hastalıkları olanlar için sorun olabileceğini ifade eden Tıbbi Beslenme Uzmanı Dr. Eyyüb Yılmaz, “Kronik hastalıkları olanların bayram süresince dikkat etmesi gereken bazı detaylar mevcut. Nedir bunlar? Beden mutfak gibidir, ne kadar kirlenirse o kadar temizlik gerekecek. Gözden kaçan konu ise kronik hastalıkların temel nedeninin atıkların temizliğindeki aksamalar olduğudur.  O zaman insan fizyolojisinin en ciddi atığı kabul görülen üre, amonyak  ve ürik asitin temizliği sorun olacaktır. Çünkü temizlik sistemleri tıkanan bir kişi için bu birkaç günlük zaman dilimi bile ciddi sağlık sorunlarını tetikleyebilir” dedi. Yılmaz, birkaç gün yoğunlaştırılmış et tükettiğimiz için vücudumuzda yoğunlaştırılmış bir asidin oluşacağını söyledi.  Dr. Yılmaz, “Bu birkaç gün içerisinde büyük bir yıkımın sele dönüşen yağmur misali olmaması için bazı tedbirlere ihtiyaç olduğunu hatırlatmak istiyorum. Nedir bunlar? Bayram günü kiraz sapı çayı için. Bir öğünde eti temizleyici kabul ettiğimiz kiraz ve vişne yenmeli. Etin sindirimini artırdığı için kuru soğan, sirkeli su tüketilmeli. Ve yediğiniz etin ağırlığının 2 katı kadar yeşil veya mor salata olmalı ama et ile birlikte yemek zorunda değilsiniz güne yaymak daha akıllıca olacaktır. Akşam yatmadan çok et yedik vücudumu çok kirlettim diye düşünüyorsanız henüz çözümler bitmedi. Bentonit veya zeolit 3-4 kaşık içilebilir. Ve varsa iyonize su cihazınız mutlaka yüksek alkali iyonize su içiniz” dedi.

ETLE BİRLİKTE YOĞURT VE AYRAN TÜKETMEYİN

Kurbanda kesilen hayvanın beslenmesinin de önemli olduğunu vurgulayan Dr. Yılmaz, yoğurdu ve ayranı etle çok tüketen bir toplum olduğumuzun altını çizerek, “Etle birlikte yoğurt ve ayran tüketilmemelidir. Bunlar beraber tüketilirse etin sindirimini bağırsakta yavaşlatır. Bu da etin çürümesine sebep olur. Etteki demir ile yoğurttaki kalsiyum yarışır, ikisinden de fayda göremeyiz. Ayran ya da yoğurt yerine etin yanına şalgam suyunu, ev yapımı turşuyu önerebilirim” dedi.

EN AZ 2 SAAT SU İÇMEYİN

Beslenme konusunda bilmemiz gerekenlerden birinin de su tüketimi olduğunu söyleyen Dr. Yılmaz, “Kurbanlık etimizi yediğimizde yemekle beraber su içmemeliyiz. Yemek yedikten sonra en az 2 saat su içmemeye özen göstermeliyiz. Eğer bu süreye uyarsak o zaman etin hakkını vermiş oluruz. Bu durum sadece kurban döneminde geçerli değildir. Genel olarak beslenme şeklimizde bu sürelere uymaya dikkat etmeliyiz” yorumunu kullandı.

ETİN ÜZERİNE ASLA TATLI YEMEYİN, CİLDİNİZ YAŞLANIR

Tatlı konusuna da değinen Dr. Eyyüb Yılmaz, “Etle birlikte asla tatlı yenmez. Etin üzerine tatlı yenmez. Bunun nedeni de şudur: Etin amin içeren protein yapıları tatlılardaki glikoz yapılarla birleşiyor ve aminoglikan dediğimiz bir yapı oluşuyor. Bu da cildin altına yerleşir. Cildin altında da yaşlanma bulguları oluşturur. Etle tatlının birleştirilmesi cildin yaşlanmasına neden olur. Bu yeme alışkanlığında olanların cildinde daha fazla kırışıklıklar olduğunu görebiliriz. Etle birlikte tatlının yenmesi bakteriyel kontaminasyonu da artırıyor” dedi.

Karaciğerin taze tüketilen bir besin olduğunu vurgulayan Yılmaz son olarak şu bilgileri verdi:

 “Kurbanımızın dalağını da keser kesmez taze taze yiyebiliriz. Hayvanın etini aynı gün yediğinizde sert olur. Eğer o gün o eti yemek istiyorsanız haşlamayı tercih edin, ızgara yapmayın. Izgarayı ertesi gün tercih edebilirsiniz.”

Editöre Not:

 

EYYÜB YILMAZ KİMDİR?

Tıbbi Beslenme Uzmanı Dr. Eyyüb Yılmaz, 1975 yılında Batman'ın Gercüş ilçesinde doğdu. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Hastalarına ilaç tedavisinin yanında, beslenme tavsiyeleri de verdiğinde daha etkili sonuçlar aldığını gören Yılmaz, tıbbi beslenme hakkında daha fazla araştırma yapmaya başladı. ABD'de Clevalend Kliniği’nin çalışmalarını takip edip, Çin-Uygur tıbbının bilgi birikimine önem vererek kendisini geliştirdi. Son 15 yıldır başta diyabet hastalarının tedavileriyle ilgilenen Yılmaz, beslenme faktörünün düşünülenin ötesinde bir etkinliğe sahip olduğunu fark etti. Kesilme kararı alınan diyabetik ayak hastalarının sadece tıbbi beslenme ile iyileşebildiklerine şahit olan Yılmaz, tıbbi beslenme, tüp bebek uygulamalarına rağmen çocuk sahibi olamayan kadınlara da güçlü bir destek oldu. Yılmaz, tıbbi hipnoz eğitimleri aldıktan sonra hipnotik dil ile beslenmeyi anlatmaya başladığında, hastaların kalıcı kilolarından hızla kurtulduğunu da gördü.

 

 

 

Medya İletişimi İçin:

Hatice Kumalar / Brandistanbul PR – Ajans Başkanı
hatice.kumalar@brandistanbulpr.com -