ŞEHİR PLANLAMA TARİHİ

ŞEHİR PLANLAMA TARİHİ

 

Öncelikli olarak önceki yazımı okuyup olumlu veya olumsuz dönüş yapan herkese teşekkür ederim. İlk defa yapmaya çalıştığım bir şey için bu kadar destek almak beni mutlu etti. Geçen hafta girizgâhını yaptığımız şehir planlamanın tarihine bu hafta sizlere kısaca anlatmaya çalışacağım.

Şehirler zamanla ekonomik faaliyetlerin fazla olduğu bölgelerde nüfusun artmasıyla oluşmuş yerleşmelerdir diyebiliriz. Bu durumda sürekli nüfusu artan ve buna bağlı olarak diğer ihtiyaçların karşılanması amacıyla büyüyen yerleşmeleri belirli bir düzene oturtulmak istenmesi ilk olarak Sümerler döneminde yapılmaya başlanmıştır.

Şehirlerde korunma ihtiyacı dolayısıyla surlarla çevrili alanlar içerisine yer alır, merkezinde dini veya yönetimsel yapı, çevresinde ticari faaliyetler onun çevresinde ise yaşam alanları yer almaktaydı. Zamanla artan nüfus ve büyüyen ticari faaliyetlerle surlar ya genişletilmiş ya da çevresine yeni surlar yapılarak yerleşme alanları genişletilmiştir.

Bu süreçte kurulan veya büyüyen şehirler dini, kültürel ve ticari faaliyetler etrafında düzenlenmiştir. M.Ö nüfusu 1 milyona yaklaşan Roma gibi şehirlerin küresel bir etkiye sahip olması sebebiyle büyük şehirlerde “planlama” yönetim içinde büyük öneme sahip olmuştur. Sonraki süreçte İstanbul, Bağdat ve Pekin’de dünyanın bilinen en büyük şehirleri arasında kabul edilmişlerdir.

Sanayi devrimine kadar dünya genelinde şehir olarak kabul edilen yerleşmeler sayılı iken, sanayi devrimi ile birlikte artan kırsal alanlardan merkezlere göç ve ticari faaliyetler şehirlerin sayısını gün geçtikçe artmıştır. Bu plansız göç ve gelişmeler kentlerde planlama eksikliğini de beraberinde getirmiştir. Plansız olarak sanayi, ticaret ve konut bölgelerinin oluşması sınıfsal ayrışmanın yanı sıra kentte de mekânsal ayrışmaya yol açmaya başlamıştır.

 Anlatmaya çalıştığım bu dönüşüm ilk olarak Londra’da 18.yy başlarında görülmüştür. Daha sonrasında aynı dönüşüm Barselona ve Paris’te de aynı etkiyle gerçekleşmiştir.  Londra’ sanayinin yaşam alanları üzerindeki etkisini kentin çevresinde uydu yerleşme denen yaşam alanları oluşturularak azaltılmaya çalışılmıştır. Paris ve Barselona’da ise bu durumum tamamen farklı şekilde gerçekleşmiştir. Hepimizin internetten aşina olduğu Barselona’nın ızgara yapısı, Paris’in oval merkezi yapısının oluşturulması için yeniden planlama yapılmıştır. Avrupa’nın bir başka büyük ve tarihi kenti Roma’da ise mevcut yerleşim planlarına neredeyse hiç müdahale edilmemiş ve olduğu gibi korunarak bugüne gelmiştir.

İstanbul’da ise anlattığım sanayi devriminin etkileri görülmesi 2. Dünya savaşı yılları ile başlamıştır. Fakat İstanbul’da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durum dolayısı ile bu dönüşüm bir türlü yapılamamış ve plansız olarak gelişme devam etmiştir.

Gelecek hafta konumuz yukarıda belirttiğim şehirlerde ev ülkemizde yapılan şehir planlama örneklerini anlatacağım.

 

ASLAN ARSLAN

Şehir ve Bölge Plancısı

aslanrslan69@gmail.com

twitter: @aslanrs69

 

 

 

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
ŞAHİN ÖĞRETMEN 20. ANKARA KİTAP FUARINA İŞTİRAK EDECEK
ŞAHİN ÖĞRETMEN 20. ANKARA KİTAP FUARINA İŞTİRAK EDECEK
‘7 BÖLGE 7 TAT’ Etkinliğine Davet
‘7 BÖLGE 7 TAT’ Etkinliğine Davet

istanbul escort antalya escort travesti ankara escort ankara escort porno ankara escort bayan