Derman Tıp Merkezi Diyetisyeni Doktoru Bahar Kudu: "Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü mezunuyum. Eğitimimi 1 yıl hazırlık 4 yıl lisans öğrenimi yaparak tamamladım ve aynı Üniversitede Yüksek Lisans eğitimim devam etmekteyim." diyen Kudu bizlere yaz aylarında sağlıklı beslenmenin hakında bilgiler verdi. Sözlerine şu şekilde başladı:
"Mesleğimi seviyorum, çünkü insanların hastalık durumlarını ilaç gibi kimyasallara gerek duymadan doğru beslenme tedavisiyle önüne geçebiliyor ve en aza indirgeyebiliyoruz. Bunun en güzel örneklerini daha çok şeker hastalığı, insülin direnci, obezite, böbrek hastalıkları, karaciğer yağlanması gibi şikayetler ile gelen danışanlarımla bunların üstesinden gelerek çok güzel sonuçlar elde ediyoruz.
Maalesef bizim toplumumuzda kolaya kaçmayı çok seviyor ve biraz sabırsız davranarak hızlı sonuç veren sağlıksız yöntemleri tercih ediyorlar. Artık reklamlarda bile bu tarz ürünleri görebiliyoruz. Evimizde olan yiyecekleri doğru şekilde nasıl kullanabilirizi öğrenmek yerine, zaten bozulmuş olan sağlığımıza sırf reklamları iyi diye başvuruoruz. Ne olduğunu bilmediğimiz ürünleri kullanarak yeni rahatsızlıklar ekleyebiliyoruz. Biliyorum evimize giren her ürünün doğal ve organik olması biraz zor ancak hiç organik olmayan ne olduğu bile belli olmayan ürünlere vereceğimiz parayı kesinlikle daha sağlıklı şeyler için kullanabiliriz.
Diyetisyene gidip sihirli bir iksirle zayıflama hayali olanlar oldukça fazla. Keşke öyle bir iksirimiz olsa ama maalesef masallarda değil gerçek hayatta yaşıyoruz ve bu masalları gerçek zannederek inanıyoruz. Lütfen artık bunlara inanmayın.
Yapılan en büyük hatalardan biri de kahvaltı yapmadan güne başlamak. Bütün gece süren açlıktan sonra günün en önemli öğününü kahvaltıdır. Sabah kahvaltı yapılmazsa beyinde yeterince enerji oluşamaz. Bu durumda; Yorgunluk, hâlsizlik, baş ağrısı, dikkat ve algılama azlığı gibi sıkıntılar yaşanır. Çocuklarda ve gençlerde, okul başarısı düşer. Kahvaltı yapmayan beden kendi depolarından kullanır ve hastalıklar karşısında direnci düşer.
Spor yapmakta kişinin özelliklerine göre değişir. Gerçekten hayat kalitesini yükseltmek isteyen bireylerin diyete ek olarak egzersiz yapmasını öneririm. Sağlıklı yaşamın matematiksel bir formülünü yapacak olursak 'Dengeli ve düzenli beslenme yeterli sıvı alımı keyif alarak yaptığımız düzenli fiziksel aktivite Sağlıklı yaşam' diyebilirim.
Son zamanlarda spor yapmak denilince akla kaslı bir görünüm ve gereksiz ek gıda ürünleri kullanımı geliyor. Bilinenin aksine spor yaparken fazla protein tüketimine gerek yok çünkü gereksinimin üzerinde alınması kas kitlesinde bir artışa neden olmaz. Eğer çok ağır bir spor yapılıyorsa, kullanılan enerjinin besinlerle yerine konulmadığı durumlarda bu ürünler bir hekim veya diyetisyen tarafından düzenlenmelidir.
Sıcak havaların artması, sağlıklı kişiler için bile hastalık nedeni olabiliyorken, yaz sıcakları özellikle kalp hastaları açısından bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Çünkü sıcaklığın etkisi ile vücut ısı dengesini sağlayabilmek için kalp hızı değişkenliği artabiliyor. Kalp krizlerinin yaz aylarında artmasının en önemli sebeplerinden biri sıvı ve elektrolit kaybıdır. Bu yüzden mutlaka sıvı tüketimimizi dengede tutmamız ve vücudumuzun sıvı dengesini koruyabilmemiz için aşırı terle kaybedilen sıvıyı da yerine koymamız gereklidir. Günde 2,5-3 litre kadar su tüketmeye özen gösterilmeli. Sıvı kaybını arttıracakları için çay, kahve ve alkol gibi içecekleri de mümkün olduğunca az tüketmeye çalışmalıyız.
Kilomuzun normal aralıklarda olup olmadığını nasıl anlarız?
Dünya Sağlık Örgütü’nün Beden Kitle Endeksi değerlendirmesine göre kilomuzu boyumuzun karesine bölüyoruz. Çıkan sonuç 18.5’den küçükse düşük kilolu, 18-25 arası ise normal kilolu, 25-30 arası fazla kilolu, 30-40 arasında ise obez, 40 ve daha fazla ise morbid obez olarak sınıflandırılmaktadır dedi
Haber Murat Gökkaya